Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Şu an İstanbul’ da servis yatak doluluk oranımız yüzde 55. Yoğun bakım doluluk oranımız ise yüzde 66, bu erişkin yoğun bakım yatakları için söylediğim.” dedi.
Koca, Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesinde gerçekleştirilen Koronavirüs Bilim Kurulu Toplantısı sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
“Özellikle son dönem bahsettiğim şekliyle Türkiye’nin ortalama vaka sayısının yüzde 40’ının İstanbul’da olduğunu söylemiştim. Her geçen gün ağır hasta sayımızın da arttığını her gün verilen bilgilerden biliyoruz. İstanbul’da sağlık altyapımız çok güçlü. Ciddi bir yatak kapasitemiz söz konusu. Özellikle son dönemde 7 bine yakın yatak ilavesi söz konusu oldu. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde hem şu an içinde bulunduğumuz Çam ve Sakura Şehir Hastanesi hem iki tane acil durum hastanesi bu dönemde devreye girdi. Her biri 1008 yataklı ve her biri 432 yoğun bakımdan oluşan hastaneler. Şu dönemde bu anlamda bir sorun olmadığını söyleyebilirim. İstanbul’da toplam yatak sayımız 48 bine yakın.
Yoğun bakım yatak sayımız ise 9 bine yakın. Şu an İstanbul’da servis yatak doluluk oranımız yüzde 55. Yoğun bakım doluluk oranımız ise yüzde 66, bu erişkin yoğun bakım yatakları için söylediğim. Ventilatörler içerisinde doluluk oranımız yüzde 33. Yani şunu demek istiyorum; yoğun bakımlarla ilgili yüzde 66’dan kastım sadece covidli hastaların doluluk oranından bahsetmiyorum. Diğer hastaların da buradaki sayıya dahil olduğunu, şu an yoğun bakımlarda ağır hastamızın toplamın yüzde 40’ı değil, vaka yüzde 40’ı, ağır hastamız yüzde 29-30’lar civarındadır. Dolayısıyla bu çerçeveden baktığımızda ortalama 500-550 ağır hastadan bahsetmiş oluyoruz. Halbuki bizim 9 bine yakın yoğun bakım yatağımız var. Buna tabii özel sektör de dahil olmak üzere.”
Koca, nisan ayında yaşanan tehlikenin de büyük olduğunu, hareket halindeki nüfusu 20 milyon civarında olan İstanbul’un, salgının merkezi olmasını güç birliği yaparak, kuralları uygulayarak önlediklerini anlattı.
Şimdi de benzer bir durumla karşı karşıya olduklarına dikkati çeken Koca, şöyle devam etti:
“Bu duruma neler yol açtı? İstanbul, dünyanın en kalabalık kentleri arasında 14. sırada. Mesafe kuralına uymayı zorlaştıran bir şehir, iç içe yaşıyoruz. Virüsün yayılmasına çok elverişli hayat şartlarına sahibiz. Hareket halindeki kitle çok büyük. Kışı burada geçirmek üzere yoğun dönüşler oldu. Tıpkı memlekete gidişlerde, Anadolu’da yaşanan vaka artışları gibi, kurallara uyumun azalmasıyla birlikte, İstanbul’da salgın hızla tırmandı. Tehlike karşısında teyakkuza geçebiliyoruz: Ama riski savar savmaz, hayatı akışına bırakıyoruz. Karşılaştığımız ve tüm ülkeyi riske atacak durumun tarifi budur. Kişilerin göstereceği küçük ihmallerin bedelleri büyüktür. Bedelleri, birlikte ödemek zorunda kalabiliriz. Bedel, hasta düşmekten fakirleşmeye kadar, çoktur.”
“Sağlık ordumuzla riske karşı organize olduk. Sizden şunu hatırlamanızı istiyorum: Her kapasitenin sonuçta bir sınırı vardır. Bu sınırı zorlamamak, tedbirleri uygulamanıza bağlıdır. Tedbirler hayattan mahrum kalmak anlamına gelmiyor. Hayatı mantıklı şekilde yönetmek anlamına geliyor. Mevcut şartlara karşı hareketliliği üçte bire indirmektir. Hareketliliği, teması azaltmaktır. Biliyoruz ki Covid-19 sadece kişilerin maruz kaldığı bir hastalık değil. Toplumların maruz kaldığı bir hastalıktır. Türkiye’nin kalbinin attığı yerde başarmak zorundayız. İstanbul’u ve bize sunduğu her şeyi korumak zorundayız. Sağduyunuza güveniyoruz. İstanbul tüm yönetim birimleriyle harekete geçmiştir. Kararlı bir şekilde bizimle beraber olursanız, salgını geriletmeyi başaracağız. Üzerinde görüştüğümüz tedbirlerin hayata geçirilmesinde emek sarf eden başta İçişleri Bakanlığımız ve teşkilatı olmak üzere Sayın Valimize ve bütün yerel yöneticilere teşekkür ediyorum.”
0 Yorum