Tarihin gelmiş geçmiş en büyük diktatörler: Adolf Hitler. Yaptığı katliamlar dışında onun ilginç bir kişiliği var. İşte Hitler’in 5 ilginç özelliği
Gerçek adı Adolf Schicklgruber. Peki bu ‘Hitler’ nereden çıktı?
Hitler’in babası Alois evlilik dışı doğduğu için annesi Maria Anna Schicklgruber’in soyadını almıştı. Vaftiz defterinde babasının ismi yazılmamıştır. Nihayet Alois’in babası yani Hitler’in dedesi “ben senin babanım yavrum” diyerek orataya çıkar.
Hitler’in ortaya çıkan dedesinin soyadı Hiedler’dir. Alois, yıllarca ortadan kaybolan bu adamın soyadını almak istemez. Bu yüzden kendi soyadı aynı kalır ama yeni doğan oğlu Adolf’un soyadını değiştirir. Minik Adolf çirkin Schicklgruber soyadından kurtularak ‘Hiedler’ soyadını alır. Yıllar sonra Adolf Heidler kendi deyimiyle ‘kavga’sında soyadını daha sert olduğu için Hitler olarak değiştirir.
Hitler uyuşturucu bağımlısıydı
Adolf Hitler üstün ırk olarak tanımladığı “Ari” ırkı için alman halkını sağlıklı yaşama teşvik eder. Ama Hitler afyon kullanırdı. Özel doktoru Theodor Morell 1941 yılında metamfetamin, morfin ve kokain gibi maddeler enjekte ediyordu. Bu maddeler ona yüksek enerji veriyordu.
Hitler’in güvendiği askerleri de metamfetamin kullanıyordu. Metamfetamin yüksek enerji vererek askerlerin kendine güvenini de arttırıyordu. Bu sayede günlerce hiç yorulmadan savaşabiliyorlardı.
Bu madde bir ilaç olarak veriliyordu. Adı da Pervitin. Metamfetaminin ilaçlanmış haliydi. Naziler sadece Fransa işgali sırasında 35 milyon hap Pervitin kullanmıştır.
Ressam olmak isteyen Hitler!
Milyonlarca insanın ölümünden sorumlu olan Hitler aslında bir ressam olmak istemektedir. Hitler çizimler yapar ve Viyana Güzel Sanatlar Fakültesi’ne başvurur. Ama hoca onun resimlerini beğenmez ve fakülteye kabul edilmez.
Babası onun memur olmasını istemektedir ama o Kavgam kitabında da belirttiği gibi sanat aşığıdır:
“Ressam olmak istiyordum ve ne pahasına olursa olsun memur olmayacaktım.”
Özellikle mimari yapılara özel bir ilgisi vardır. Viyana’ya gittiğinde birçok mimari eskiz çizerek, suluboya resimler yapmıştır. Ona göre mimarlık resim sanatının bir parçasıdır.
Bu adamdan bu resimler nasıl çıkmış orası da hayret verici…
30’lu yaşlarına kadar geçimini resimlerinden sağlamaya çalışan Hitler belki de güvenini kıran hoca yüzünden siyasete atılır. Ve ressam olmaktan vazgeçer.
“İsteğim dışında siyasetçi oldum. Siyaseti bırakacağım gün hayatımın en güzel günü olacaktır. Yerime başka birisi geçebilecek olsaydı siyaset yerine sanatı veya felsefeyi seçerdim.” Adolf Hitler. KAVGAM
Vosvos’u tasarlayan Hitler’dir
Günümüzde araba diyince aklımıza gelen ülkelerden en başta gelenlerden biri Almanya’dır. Bunda şüphesiz ki Hitler’in payı vardır.
Adolf Hitler Porsche’un kurucusu Ferdinand Porsche’u yanına çağırarak yeni projesini anlatır. Yeni bir araba üretme konusunda anlaşırlar.
Günümüzde Volkswagen Beetle modeline uyarlarak severek kullanılan kaplumbağa arabaların mimarı Adolf Hitler’dir.
İşte Hitler’in çizimi:
Hitler, Almanya’nın yoksul Wolfsburg kentinde Avrupa’nın en büyük araba fabrikasını kurar. “Bu fabrikanın ismine de “Halkın Arabası” anlamına gelen Volkswagen’i koyar.
Tanıtımını da bizzat arabayı kendi kullanarak yapar.
Bu araba ilerleyen dönemlerde dünyanın en popüler ve en çok satan arabalarından biri haline gelir.
Nobel Barış Ödülü’ne Hitler’in aday gösterilmesi
Barış ve Hitler. Birbirinden çok uzak iki kelime. Ama 1938 yılında Hitler İsveçli bir milletvekili tarafından Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilir. Nedeni de bir hayli ilginçtir; ‘Dünya barışı için yahudileri yok etmek.’ Tabii ki ödül ona verilmez.
23 Kasım 1936’da Nazilerin düşmanı olan gazeteci Carl von Ossietzky’nin, Nobel Barış ödülü almasının ardından Hitler Alman vatandaşı olanların Nobel ödülü almasını yasaklamıştır. Alternatif olarak Alman Ulusal Sanat ve Bilim Ödülü oluşturulmuştur.
Öldürmeyen Allah öldürmez
Hitler’e tam 42 kez suikast düzenlenmiş ama hepsinden kurtulmuştur. Üstelik en ufak bir yara dahi almamıştır. Bu kadar da şans olmaz ki kardeşim diyenler bu suikastler için şov olsun diye kendi kendine yaptırmıştır yorumunda bulunur.
Yanındaki en güvendiği bazı adamlar bile onu yok etmek istemiştir. 20 temmuz 1944. Afrika’da görev yaparken tek kolunu ve tek gözünü kaybeden Albay Claus von Stauffenberg gözünü karartmıştır.
Ona göre Almanya’nın başına bela olan bu adam ortadan kalkmalıdır. Hitler’in bulunduğu toplantı salonuna, içinde 970 gram İngiliz yapımı zaman ayarlı plastik patlayıcı olan evrak çantasıyla korkmadan gelir ve oturur. Çantayı Hitlerin oturduğu masanın ayağına doğru yerleştirir.
Hitler hararetle haritada birşeyler anlatırken diğerleri de pür dikkat onu dinlemektedir. Stauffenberg hazır bunlar işe dalmış ben yandan yandan çıkiyim buradan der ve odadan çıkar. Dışarıya çıktığının tek bir kişi dışında kimse farkına varmamıştır. Bu kişi Albay Brandt’tır. Ama bu durumu haliyle önemsememiştir. Haritaya daha iyi bakabilmek için masaya doğru eğildiğinde ayağı Stauffenberg’in çantasına çarpar. Çantayı kaldırıp masanın diğer ayağına doğru koyar. Şimdi bombayla Hitler arasında kalın bir ayak vardı. Hitler’in hayatını belki de, görünüşte çok önemsiz olan bu küçük detay kurtarmıştır.
0 Yorum