Çayın olmadığı bir dünyayı düşünsenize. Düşünemediniz dimi. Peki çay nasıl keşfedildi?
Türk insanı olarak sudan sonra en çok tükettiğimiz sıvı tabii ki de çay. Kahvaltı masalarında saatlerce çay keyfi yapamayacağımız bir dünya çok daha zor olabilirdi. Çayın demlenmediği bir gün güzel geçmezki… Düşüncesi bile gerçekten çok kötü.
Çayın sıcaklığı Türk insanında yaşamın sıcaklığıdır, samimiyetin göstergesidir. Kış aylarında üşüdüğümüzde sıcacık bir çay içeriz ama yaz aylarında da sıcak bastığında yine çay içeriz çünkü çay hararetimizi alır. Uykumuzu açar, hazmı kolaylaştırır. Çay bizim velinimetimiz efendim.
Çayın güzellikleri say say bitmez. Peki türk milletinin benzini haline gelmiş çay nasıl keşfedildi?
Çin’De çay nasıl keşfedildi?
Yıl M.Ö. 2737. Büyük Çin imparatoru Shen Nung bahçesinde bir kabın içindeki suyunu ateşin üzerine koyar. Su kaynatırken çalılıklardan bir kaç yaprak kaynayan suyun içine düşer ve olanlar olur. Suyun rengi değişmeye etrafa güzel kokular salmaya başlar. ‘Bir tadına bakiyim şunun’ diyen imparator bu suyu içer. Ve Çin imparatoru çay tiryakisi olur çıkar. Önüne gelen heryere çaylıkların dikilmesini emreder.
Çayın keşfi Çin topraklarında olmuştur. Zaten çay kelimesinin anlamına baktığımızda, dillerin çoğunda bu bitkinin adı olan the, tea, çay ve tee gibi kelimeler çayın iki ayrı Çin lehçesinde söyleniş şekli olan t’e ve ç’a dan türemiştir.
Çay birden altın gibi değer kazanır. Orta Asya’da ticarette para yerine bile çay kullanılmaya başlanır. Neyse işte çay Çin’den Avrupa’ya hoplar.
O zamanlar şifalı bir bitkinin mucizevi içeceği olarak görülür. İlaç gibi düşünülerek tüketilir. Avrupa’da çay daha çok satılsın diye ateş düşürücü, mide ağrısı giderici, romatizmayı önleyici bir ilaçmış gibi pazarlanır. Doktorlar da bu furyaya uydu tabii. Bir bitkiden yapılan bu sağlık iksirinin tüm hastalıklara karşı direnç kazandırdığını ve yaşlanmayı önlediğini söylediler. Bunu duyan halk da çaya iyicene dadanır. Çay tüketimi birden patlayınca bu sefer de çayın zararları konuşulmaya başlanır.
Sıkı durun geliyor: İngiliz parlamentosunda, çayın sadece zengin ve seçkin insanlar tarafından içilmesi için bir kanun çıkarılır ve yürürlüğü girer. Kiliseler de insanları çaydan uzaklaştırmak için propagandalara başlar. Çin’den sonra İngiltere çayın memleketi haline gelir.
Kadınlar 5 çayı partilerine başlar. Kadın dergileri, gazeteler çay haberleriyle dolar taşar. Ekonomistler çayın iş hayatında çalışmaya engel olduğunu söyler.
Şu anda dünyada en çok çay tüketen ülke Çin. Ama kişi başına düşen çay miktarı hesaplandığında birinci tabii ki biziz.
Poşet çayın bulunması
Amerikalı Thomas Sullivan adlı abimiz 1908 yılında ipek torbalar içine çayları doluşturur ve pazarlamaya başlar. Deneyenler çayın böyle pratik oluşuna bayılır. Tek porsiyon demlenebilen çay hayat kurtarıcı olur. Ve günümüze kadar kullanılmaya devam eder.
0 Yorum